Duyuru Detayı

Savunma susmadı: Çoklu Baroya ‘Hayır’ dedi

Çoklu Baroya ‘Hayır’ demek ve Ankara’ya yürüyen Baro Başkanlarına yapılan saldırıyı kınamak için Yeni Camii önünde toplanan Sakarya Barosu üyesi avukatlara polis tarafından yürüyüş izni verilmedi. İzin verilmemesi üzerine toplanılan alanda oturma eylemi başlatan avukatlar, yaklaşık 3 saatlik eylemin sonunda Atatürk Bulvarı’ndan 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’na yürüdü.

Baro Başkanı Abdurrahim Burak’ın Demokrasi Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasının ardından son bulan yürüyüşe; Baro Başkan Yardımcısı Av. Osman Ayar, Genel Sekreter Av. Ümit Fırtın, Sayman Av. Talha Toçoğlu, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda avukat katıldı.

Baro Başkanı Abdurrahim Burak’ın Demokrasi Meydanı’ndan yaptığı konuşması:

“Daha önce birçok kez Çoklu Baronun sakıncalarını detaylı olarak anlattık. Neden Çoklu Baroya hayır dediğimizi birçok basın toplantısında ve canlı yayında dile getirdik. Hatta 80 baro ve TBB olarak 19 Mayıs ve 1 Haziran’da ortak bildiriler yayınlayarak Çoklu Baroya karşı olduğumuzu defaten bildirdik. Geçen süre zarfında söz konusu değişikliğe yönelik çalışmaların baroların taleplerinin aksine ilerlemesi üzerine barolarımız eylem planı başlatmış, Demokratik haklarını kullanarak Ankara’ya sembolik bir yürüyüş yapmışlardır. Ancak yürüyüş yapan Baro Başkanlarımızın Ankara’da yapacağı sembolik yürüyüşe kolluk kuvvetlerince, haksız ve hukuka aykırı olarak müdahalede bulunulmuş, bazı Baro Başkanlarımız cübbelerinden çekilerek, tartaklanarak, fiziki güç kullanılarak şiddete maruz kalmışlardır.

Anayasamızın 34. Maddesine göre “herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir” Anayasadan kaynaklanan bu demokratik haklarını kullanan Baro Başkanlarımızın yürüyüşünün engellenmesini ve meslektaşlarımızın şiddete maruz kalmasını şiddetle kınıyor ve bunun tarihe kara bir leke olarak geçeceğini ve biz avukatlarca asla unutulmayacağını kamuoyuna bildiriyoruz.

Sakarya Barosu da dahil 80 Baro Başkanı Çoklu Baroya karşıdır ve yasa değişiklik çalışmalarının geri çekilmesi konusunda hem fikirdir.

Avukatlar mesleklerini icra ederken kamu görevi ifa ederler, avukatların bağlı bulundukları baro da kamusal nitelik taşıyan bir kurumdur. Nasıl ki devletin işleyişinde hiçbir kamu kurumundan aynı ilde 1’den fazla olamaz ise, mesela bir ilde birden fazla Valilik, bir ilde birden fazla Başsavcılık, bir ilçede birden fazla kaymakam, olamaz ise bir ilde de birden fazla baro ve Baro Başkanı olamaz, çoklu vali, çoklu başsavcılık, çoklu kaymakamlığın var olması, idaredeki işleyişi, ahengi, bütünlüğü ve disiplini nasıl bozarsa, çoklu baro da savunmanın temsilcisi avukatlık mesleğindeki bütünlüğü, işleyişi, ahengi, düzeni, disiplini aynı şekilde bozar.

Aynı ilde birden fazla baro kurulduğu an, mevcut baroların tamamının kamu kurumu niteliği ortadan kalkacak veya tartışılır hale gelecektir. Bu durum ise baroların mensubu olan avukatları korumasız ve himayesiz bırakacaktır. Avukatlara verilen hakların ve ayrıcalıkların neredeyse tamamı avukatların şahsı için değil, yargının 3 ayağından biri olan savunmanın güçlenmesi içindir.

Güçlü ve bağımsız bir baronun avukata sağladığı destek aslında, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne verilen destektir, bireylerin evrensel haklarına ulaşmaları için sağlanan bir destektir.

Barolar bölünürse, avukatlar güçsüzleşir, avukatlar güçsüzleşirse, yargının en etkin ayağı olan savunma güçsüzleşir, savunma güçsüz kalırsa, savunma yok olursa, demokrasi de güçsüz kalır, demokrasi de yok olur.

Savunma güçsüz kalırsa, hukuk da adalet de güçsüz kalır, savunma güçsüz kalırsa, insan haklarına ait ne varsa, eğitim hakkı, gösteri hakkı, yürüyüş hakkı, adil yargılanma hakkı, hatta yaşam hakkı da güçsüz kalır.

Sadece bireylerin değil her bir canlının, doğanın, çevrenin sesidir avukat, işçinin, çiftçinin, öğrencinin, öğretmenin, hâkimin, polisin, valinin, kadının, çocuğun, sesidir avukat.

Savunma ve avukatın sesi kısılırsa, halkın nefesi kesilir.

Savunma ve avukat nefes kadar değerlidir hatta nefesin ta kendisidir.

Avukatlık mesleğini bir adım öteye taşıyacak, güçlendirecek, demokratikleştirecek her türlü düzenlemeye destek veririz ancak avukatlık mesleğini ve baroları ve savunmayı geriletecek ve güçsüzleştirecek hiçbir düzenlemenin yanında olamayız. Şimdi olduğumuz gibi savunmanın ve baroların aleyhine olan her bir düzenlemenin ancak ve ancak karşısında oluruz.

Mesleğimize ilişkin yapılması düşünülen değişikliklerin ancak baroların yapılacak değişiklik çalışmalarına dahil edilerek yapılması halinde ve bu değişiklikte son sözün ancak barolarda olması halinde yapılacak düzenlemenin sağlıklı ve işe yarar olması mümkündür.

Savunma eşittir avukattır.

Avukat eşittir nefestir.

Savunma susarsa, halk nefessiz kalır.

Savunma olarak susmamak üzere yola çıktık."