Haber Detayı

SAKARYA BAROSU CİNSEL İSTİSMAR MAĞDURU ÇOCUKLARLA İLETİŞİM SEMİNERİ DÜZENLEDİ

Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi  tarafından baro konferans salonunda sunumunu Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Yrd. Doç Dr. Serhat Nasıroğlu’nun yapmış olduğu “Cinsel İstismar Mağduru Çocuk İle İletişim Teknikleri” konulu seminer düzenlendi.

 

Seminerde kısa bir konuşma yapan Baro Başkanı Av. Zafer Kazan konunun önemine dikkat çekerek:

 

 

UZMANLIK GEREKTİRİYOR

“Bu seminer konusu maalesef toplumumuzun kanayan yarası. Vicdanları kanatan hepimizi derinden etkileyen bir konu.

Çocuk ile iletişim başlı başına uzmanlık gerektiren bir durumken istismara uğramış çocuklar ile iletişim kurmak apayrı bir hassasiyet gerektiriyor.

Hukukun dışında bilmemiz gereken bir konu ile karşı karşıyayız. Daha çok susan, korkan güvensizlik halinde kendini ifade edemeyen çocuklarla karşılaşacağız.

 

AVUKATLARIN SORUMLULUĞU BÜYÜK

 İşte bu caniler çocukların korkularını kendilerine siper ederlerken, bizim görevimiz o çocuklarla doğru iletişimi kurarak bu canilerin toplum vicdanını rahatlatacak şekilde cezalandırılmasını sağlamak. Eğer biz bu yarayı saramaz isek doğru tedavi yöntemleri ile yaklaşamaz isek  gerçekleri ortaya çıkaramayız. Geleceğimizi inşa edeceğimiz temellerimiz yani çocuklarımız için, biz avukatlara büyük sorumluluk düşüyor.” dedi.

 

Sakarya Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu ise çocuk istismarı ile ilgili yasalarda gerekli maddelerin olmasına rağmen uygulamada sıkıntı yaşadıklarını belirtirken :

 

18 YAŞINI DOLDURMAMIŞ HER BİREY ÇOCUKTUR RIZASINA BAKILMAZ!

” Bir istismar vakasında öncelikle yaşına bakılıyor. Beş yaşında istismara uğrayan çocuk olarak görülürken, 15 yaşındaki için ‘Rızası var mı?’ sorgulanıyor.  Neyi değiştirir bu ? 18 yaşını doldurmamış her birey çocuktur rızasına bakılmaz.” şeklinde konuştu.

 

İstismara uğrayan çocukların raporlarında sadece yüzde 10 unda fiziksel kanıt olduğunu belirten Dr. Nasıroğlu ayrıca mahkeme tarafından  cinsel istismara uğrayan çocuklarla ilgili ruhsal durumunun bozulup bozulmadığına (!) dair rapor istediğini belirterek :

 

 

SON OLARAK CANSEL…

“Cinsel istismara uygulayan bu çocuklar bir daha asla eski çocukluklarına dönemiyorlar. Sizler dışarıdan her ne kadar gülen, oynayan, şakalaşan çocuklar gibi de görseniz bu çocuklar tedavi bile olsalar ömür boyu bu güvensizliklerini atamıyorlar. Yaşadıkları travma çok daha derinlere işliyor. Bunu gözle göremez konuşarak anlayamazsınız. Bu çocuğun ruh sağlığı yerinde hiç diyemezsin.”

 

“Son olarak Cansel ile yaşadık. Bir çocuğun ölümü ile sonuçlanan bu olayda öğretmenlerinden hiç biri anladı mı bu çocuğun travma halinde olduğunu? Bazen anlaşılmıyor. Maalesef ilk anda zarar görmediğini düşündüğünüz bir olayda bir anda böylesi vahim bir sonuçla karşılaşabiliyoruz.” dedi.

 

 

Çocuklara cinsel istismarın sıklıkla aile bireyleri tarafından gerçekleştirildiğini bu durumun da dillendirilmekten çekinildiğini, ailelerin daha çok olayı kapatmaya yönelik tutum içinde olduklarını ifade eden Dr. Nasıroğlu:

 

HASTANEDEN SONRA ADLİYEYE GİDİYORLAR

“Düşünün bu çocuklar en yakınlarından ihanete uğramış. En yakınlarına karşı güvensizlik içinde olan istismar mağduru çocuk, sorgu sırasında size ne kadar güvenir? Ne kadar ifade eder kendini?”

 

“İşte tam da bu sebeplerden mağdur olmuş bu çocuklar o alanda uzmanlaşmış kişiler tarafından değerlendirilmeli, ifadesi alınmalı. Bizler bu sürecin sadece bir ayağıyız. Hastanelerde görüyor, değerlendiriyoruz bu çocukları, oysa onlar hastaneden sonra adliyeye, mahkemeye gidiyor.”

 

TRAVMANIN OLUŞU KADAR SORGULANMASI DA PROBLEMLERE YOL AÇIYOR

“Öyle oylara tanık oluyoruz ki aylarca görüştüğümüz, konuştuğumuz, aşama kaydettiğimiz çocuklar bir duruşma sonrası tekrar en başa dönmüş travmayı tekrar tekrar yaşıyor. Neden ? Yanlış iletişim yüzünden. Travma oluşu kadar bu durumun sorgulanması da çocuk üzerinde derin problemlere yol açıyor.” dedi.

 

 

Seminer sonunda katılımcı avukatlar tarafından örnek ifade alma teknikleri kurgusal olarak ele alındı. İstismara uğramış bu çocuklarla iletişim kurulurken hangi sorular sorulmalı, hangi sorulardan kaçınılmalı, nasıl bir beden dili kullanılmalı örneklerle ifade edildi.

 

Seminer sonunda Sakarya Barosu CMK Koordinatörü Alim Mert : “Maddi gerçeğe ulaşmanın tek amaç olmadığını gördük. Adil yargılama hakkı ihlal edilmeden ve hukuka uygun sorgulama teknikleri ile doğruya ulaşmalıyız.”dedi.

 

ÇOCUK İZLEM MERKEZİ ACİLEN KURULMALI

 

Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Elif Erdem Düzgün ise istismar mağduru çocuklarla ilgili inceledikleri dosyalarında bu konuda eksikliği fark ettiklerini belirterek : “Yapılan yanlışları fark ettik ve acilen bu eğitim programını hazırladık.” dedi. Ayrıca sadece doğru iletişim kurmanın yeterli olmadığını ifade eden Av Düzgün fiziki şartların da bir an önce iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı.

 

Seminer sonunda Başkan Kazan, ilimizde Çocuk İzlem Merkezi’nin bulunmadığını belirtirken yetkilileri konu ile ilgili en kısa sürede inisiyatif almaya davet etti.