Haber Detayı

UTANÇ KAMPI

Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan, Sapanca’da roman vatandaşların yaşamak zorunda bırakıldığı Utanç Kampı’na ziyareti nedeniyle “Cübbesini çıkarıp siyaset yapsın” diyen Sapanca Belediye Başkanı Aydın Yılmazer’e sosyal paylaşım hesabından çok sert bir cevap verdi.

Baro Başkanı Kazan geçtiğimiz günlerde Sapanca’da kentsel dönüşüm projesi kapsamında çok düşük bedeller karşılığı evleri ellerinden alınan vekaderine terkedilen roman yurttaşlarımızı yaşadıkları İtalyan Kampı’nda ziyaret etmişti.

Bu ziyaretten ve Başkan Kazan’ın açıklamalarından rahatsız olan Sapanca Belediye Başkanı Aydın Yılmazer ise "Baro Başkanı cübbesini çıkarıp siyaset yapsın" demiş ve insanlık dışı bir ortamda kaderine terkedilmiş vatandaşları ziyaret eden Başkan Kazan’atepki göstermişti.

“VİCDAN CÜBBESİ GİY!”

Çok sert ifadelerle Yılmazer’e cevap veren Başkan Kazan: “Siyaset, eğer gariban insanları bu duruma düşürmek ise, toplumdan dışlamak ise, "nereye giderseniz gidin" demek ise, yok pahasına evlerine el koymak ise, lanet olsun öyle siyasete lanet olsun öyle siyasetçiye!” diyerek, “sakın ola bir daha anlamını bilmediğin üzerimdeki cübbe için ‘çıkar cübbeyi’ demeye kalkma”  ifadesi ile de ikaz etti!

Başkan Kazan kendisine “cübbeyi çıkar” diyen Yılmazer’e “üzerimdeki cübbenin ne anlama geldiğini bile bilmiyorsun” diyerek Yılmazer’i  “vicdan cübbesi” giymeye davet etti…

İşte Başkan Kazan’ın, Sapanca Belediye Başkanı Yılmazer’e verdiği o cevabın tamamı:

“CÜBBENİN VERDİĞİ ONURLU GÖREV”

Sapanca Kestanelik’te uygulanan Kentsel Dönüşüm Projesi nedeniyle çok düşük bedeller karşılığı evlerinden çıkarılan ve İtalyan Kampı denilen yerde derme-çatma barakalarda kaderine terkedilen ve 3 aydır yaşam mücadelesi veren, sayıları 400’ü aşkın roman yurttaşlarımızı bulundukları "utanç kampında" ziyaretim sebebiyle "Baro Başkanı cübbesini çıkarıp siyaset yapsın" diyen Sapanca Belediye Başkanı Yılmazer'e hatırlatmak isterim ki perişan haldeki insanların halini görmek, onların da insan olduğunu hatırlatmak, yeni doğan bebeklerin yaşam hakkını savunmak, çocukların eğitim hakkını savunmak, banyo dahi yapamayan insanların insan onuruna uygun yaşaması gerektiğini ifade etmek, elektriği olmadığı için karanlıkta kalan ve Ramazan ayında sahur dahi yapamayan ve iftarda bir kuru ekmek yiyen insanların feryadını duymak, o insanları bu duruma düşürmenin insanlığa yakışmayacağını haykırmak ve "Sosyal Hukuk Devleti" ilkesini hatırlatmak üzerimdeki cübbenin bana verdiği onurlu bir görevdir!

“LANET OLSUN ÖYLE SİYASETÇİYE!”

Siyaset eğer gariban insanları bu duruma düşürmek ise, toplumdan dışlamak ise, "nereye giderseniz gidin" demek ise, bir kuru ekmeğe muhtaç etmek ise, yok pahasına evlerine el koymak, sokaklara terk etmek ve hele şu Ramazan ayında "neye ihtiyacınız var" diye sormamak ise lanet olsun öyle siyasete lanet olsun öyle siyasetçiye!!!

 

 

“CÜBBENİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMİYOR”

Üzerimdeki cübbemin onurudur insan hakkını savunmak..! Ancak her şeyden önce bir insanın üzerinde vicdan cübbesi bulunmalı, insan onuru cübbesi bulunmalı, merhamet cübbesi bulunmalı. Sayın Yılmazer üzerimdeki cübbenin ne anlama geldiğini bilmeden "çıkarsın" demiş. Ben de diyorum ki "Sayın Yılmazer size yukarıda birçok "cübbe" ismi saydım, bunlardan bir tanesini dahi giyerseniz eğer ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.

“GİDİN NE İHTİYACINIZ VAR DİYE SORUN”

Gidin o insanların yanına, ağlayan yaşlı hasta kadınları dinleyin, annesi sütten kesilmiş bebekleri kucağınıza alın, "neye ihtiyacınız var" diye sorun, dertlerini dinleyin, bakalım size neler söyleyecekler? Ben vicdana inanan bir insanım lütfen vicdanınızın sesini duymaya çalışın! Hadi isterseniz beraber gidelim o insanların yanına ama sakın ola bir daha üzerimdeki cübbe için "çıkar cübbeyi" demeye kalkmayın! Zira İnsan Haklarını ve Hukuku Savunmak yasanın Barolara verdiği en önemli görevlerden biridir. Bunu sakın unutmayın!!!