Haber Detayı

2017 - 2018 ADLİ YIL AÇILIŞ TÖRENİ BASIN AÇIKLAMASI

“Hukuk dedik, adalet dedik, demokrasi dedik ancak ‘Hukuk’ dedikçe kanunsuzluğa, ‘Demokrasi’ dedikçe tek adam yönetimine mahkûm edildik.”

11 Günlük bayram tatilinin ardından 5 Eylül itibari ile başlayan 2017 – 2018 yılı Adli Yıl Açılış töreninde konuşan Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan yaptığı konuşmasında çok sert ifadelerle uyarılarda bulundu.

“TEK ADAM YÖNETİMİ”

Sakarya Barosu olarak her zaman hukuktan, adaletten ve demokrasiden yana taraf olduklarını yenileyen Başkan Kazan “Tarihe not düşerek ve tekrar ederek hukuk dedik, Adalet dedik, savunma hakkı dedik, tüm işlev ve kurumlarıyla demokrasi dedik, kuvvetler ayrılığı dedik. Ancak Hukuk dedikçe kanunsuzluğa, demokrasi dedikçe tek adam yönetimine mahkûm edildik.” dedi.

ÖNÜNÜ İLİKLEYEN,

İKİ BÜKLÜM EĞİLEN YÜKSEK YARGIÇLAR!

“Hakim ve savcı güvencesi sağlanmalı dedikçe önünü iliklemek için cüppesinde düğme arayan yüksek yargıçlar ve nihayet saygı ve selamı, gücün karşısında iki büklüm eğilmek ile birbirine karıştıran ve gözündeki bağı çıkaran Yüksek Başkanlar gördük!” şeklinde konuşan Başkan Kazan güçler ayrılığı ilkesinin önemine vurgu yaptığı konuşmasında, hukukun üzerindeki siyasi baskı havasının kaldırılması ve bir an önce hakim, savcı güvencesinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti.

FELAKETLERDEN DERS ÇIKARIN

Ülkemizin başına bela edilen din tüccarları ve tarikatların nelere yol açtığını 15 Temmuz’da acı bir tecrübe ile gördüğümüzü belirten Başkan Kazan yaşanılan bu felaketten ders çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı. Ülke olarak yegâne ortak değerimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk ve inkılâplarına çok daha sıkı sarılmamız gereken bu süreçte “Atatürkçülük ve İnkılapları” derslerin ilköğretim müfredatından kaldırılmış olmasına da tepki gösteren Başkan Kazan: “İlköğretim müfredatından Atatürkçülüğün ve İnkılaplarının çıkarılması gençlerimize ve çocuklarımıza unutturulmaya çalışılması geleceğimiz için büyük bir talihsizlik ve ihanet olacaktır!” şeklinde konuşarak bu yanlıştan acilen vazgeçin mesajı verdi.

“ANKARA’DAN BİR HAYIR ELİ”

Sakarya Barosu olarak şehrimizin sorunlarına da duyarsız kalmadıklarını belirten Başkan Kazan bir türlü çare bulunamayan Adliye Binası ve çürümeye terk edilen Bölge Adliyesi Mahkemesi konusuna da değindi.  Özellikle hukukçu milletvekillerinin bu hususta sorumluluk almadıklarını ve arada gündemi geçiştiren konuşmalarla ‘ipe un serdikleri’ benzetmesinde bulunan Başkan Kazan ilimiz vekillerinden artık bir umudu olmadığını “Umalım ki Ankara’dan birileri bir hayır eli uzatsın ve bölge mahkememizi faaliyete geçirsin” diyerek ifade etti.

SAPANCA GÖLÜ

Adli yıl açılış konuşmasının sonunda Sapanca Gölü’nün doldurulması ile ilgili de açıklama yapan Başkan Kazan İçişleri Bakanlığı tarafından Belediye Yetkilileri hakkında soruşturma izninin verildiğini ve sürecin takipçisi olacakları bilgisini de verdi.

BAYRAMLAŞMA

Törenin ardından Adliye binası içinde düzenlenen Bayramlaşma törenine katılan Avukatlar Hakim Savcı ve adliye personeli ile bayramlaştılar. Baro Başkanı Av. Zafer Kazan ve Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun’un da katıldığı bayramlaşma töreninde bir araya gelen hakim savcı ve avukatlar bir süre sohbet etme imkanı buldular.

2017-2018 Adli yıl açılışı nedeniyle Başkan Kazan’ın yapmış olduğu o konuşmanın tam metni şöyle;

MESLEKTAŞLARINI ANDI

Öncelikle özgür ve bağımsız bir ülke olma hayalleri üzerinde yükselen ve nihayet zaferle kucaklaşan şanlı destanın adı olan 30 Ağustos Zafer Bayramınızı, ardından barış ve kardeşlik temennileri ile karşıladığımız kurban bayramınızı kutluyor ve yeni adli yılın adalet demokrasi ve hukukun üstünlüğü temennileri üzerinde yükselen yeni bir dönem olmasını diliyor, geçtiğimiz adli dönemde vefatları ile aramızdan ayrılan baromuz mensubu meslektaşlarımızı ise saygı ve rahmetle anıyorum.

“HUKUK DEDİKÇE KANUNSUZLUK”

Söylenecek belki çok şey var ancak söylemediğimiz de bir şey kalmadı diye düşünüyorum. Tarihe not düşerek ve tekrar ederek hukuk dedik, Adalet dedik, savunma hakkı dedik, tüm işlev ve kurumlarıyla demokrasi dedik, kuvvetler ayrılığı dedik. Ancak Hukuk dedikçe kanunsuzluğa, demokrasi dedikçe tek adam yönetimine mahkûm edildik.

“İKİ BÜKLÜM EĞİLEN YÜKSEK BAŞKANLAR”

Yargı kendi haline bırakılmalı, hukuk üzerindeki ciddi siyasi baskı havası ortadan kaldırılmalı, Hakim ve savcı güvencesi sağlanmalı dedikçe önünü iliklemek için cüppesinde düğme arayan yüksek yargıçlar ve nihayet saygı ve selamı, gücün karşısında iki büklüm eğilmek ile birbirine karıştıran ve gözündeki bağı çıkaran Yüksek Başkanlar gördük!

“NE İSTEDİLERSE VERİLEN DİN TÜCCARLARI BAŞIMIZA BELA EDİLDİ”

Savunma yargılamanın temelidir, güçlü bir savunma güçlü ve adil bir yargılamadır dedikçe Avukatlık mesleğinin imkânları sınırlandırılmış ve sorunlar yumağı içinde boğulmaya terkedilmiştir.

Yine Türkiye şeyhler dervişler ülkesi olmamalı dedikçe cemaat tarikat veya türlü türlü isimlerle yükselen ve ne istedilerse verilen din tüccarı örgütler ülkenin ve milletin başına bela edilmiş ve şimdi bütün bir ülke bu aldanmışlıkların acısını çeker hale gelmiştir!

“SİSTEMATİK ATATÜRK DÜŞMANLIĞI”

Hayatı, milleti için savaş meydanlarında geçen, küllerinden bağımsız ve onurlu bir ülke inşa eden, kula kul olmanın belini kıran ve “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyen, kendi fikirleri ile bilimin söyledikleri eğer bir gün çelişirse bilimin referans alınmasını söyleyen büyük önder Atatürk’ün bu ülkenin yegâne ortak değeri olduğunu hatırlattıkça neredeyse her yerde ve sistematik bir şekilde Atatürk düşmanlığı küstahça ve pervasızca artmış ve fiili saldırılara dönüşmüştür. 

“ATATÜRKÇÜLÜĞÜN MÜFREDATTAN ÇIKARILMASI İHANETTİR”

Şimdi ise ilköğretim müfredatından Atatürkçülüğün ve İnkılâplarının çıkarılması gençlerimize ve çocuklarımıza unutturulmaya çalışılması geleceğimiz için büyük bir talihsizlik ve ihanet olacaktır! Umalım ve ümit edelim ki ülkemizin yaşadığı felaketlerden biraz olsun dersler çıkarılsın ve bu vahim yanlıştan acilen vazgeçilsin!

“ÇÖZÜM BULUNAMAYAN ADLİYE SORUNU!”

Şehrimizin ihtiyaçlarına dair de geçmiş dönemlerde çok şey söyledik, hatta bazılarını yıllarca dile getirdik. Türkiye’nin dört bir yanına modern adliye sarayları inşa edilirken Sakarya’yı bundan mahrum edenlerin, başta avukat vekillerimiz olmak üzere kulaklarını tıkayanların, umurlarında olmayanların, “abartıyorsunuz, ajite ediyorsunuz, bizim adliyemiz gayet güzel” diyenlerin ve ısrarla çözüm bulmayanların eseri olarak adliyemiz karşınızda durmaktadır.

“BÖLGE ADLİYE ÇÜRÜMEYE TERKEDİLDİ”

Basın mensubu arkadaşlar, lütfen adliyeye girince koridorlara kalemlere ve adliyenin içler acısı perişan haline bakınız! Bu sorun şehrin adalet sorunudur, yönetim sorunudur, Sakaryalıların sorunudur! Avukatlar “adliye perişan” dedikçe kulak tıkayanların başta yine avukat vekillerimiz olmak üzere ne yapacaklarını doğrusu merak dahi etmiyoruz! Zira kendilerine dahi hayırları olmadığı kanaatindeyiz! Ya da bilemiyorum belki de sadece kendilerine faydaları vardır! Bölge Adliye Mahkemesi bir an önce açılsın dedik yine! Ancak bu milli servet, içindeki milyonluk teçhizat ile birlikte çürümeye terkedildi! Umalım ki Ankara’dan birileri bir hayır eli uzatsın ve bölge mahkememizi faaliyete geçirsin zira buradaki iktidar vekillerimiz arada bir “açılır merak etmeyin” diyerek ipe un sermeye devam edecekler gibi görünüyor!

“SAPANCA BELEDİYE YETKİLİLERİ İÇİN SORUŞTURMA İZNİ VERİLDİ”

Yine komisyonlarımız aracılığıyla şehrin incisi Sapanca Gölü, yeşil doğamızın korunması gibi birçok sorunu gündeme getirdik ve çözümler önerdik. Ancak biz “Sapanca Gölü hayat kaynağımızdır” dedikçe göl bizzat belediye tarafından dolgu malzemeleri ve çimento ile doldurulup üzerine yürüyüş yolları yapıldı. Savcılığa yaptığımız şikâyet üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından Belediye yetkilileri hakkında soruşturma izni verildi ve şimdi yargı sürecini takip edeceğiz! Bu süreçte Sapanca Gölünü koruması gereken kurumların artık daha etkili ve aktif tedbirler almaya davet ediyoruz.

“DEMOKRASİ DEĞİL!”

“Adalet Mülkün Temelidir” anlayışı içinde insanlarımıza huzur ve güven vermesini ümit etmekten başka çaremiz olmayan yeni bir Adli Yıla başlıyoruz. Her zaman olduğu gibi yine hukukun üstünlüğü diyeceğiz, eksiksiz demokrasi diyeceğiz. Zata mahsus, bize göre, yerli malı demokrasi, demokrasinin evrensel ilkelerini zorlarsa, o artık demokrasi değildir. Demokrasiyi tüm evrensel unsurlarıyla eksiksiz bir şekilde uygulamak zorundayız. Zira demokrasi ikliminde yetişecek aydınlara, yazarlara, düşünürlere, şairlere, sanatçılara, edebiyatçılara, gazetecilere ve bilim adamlarına ihtiyacımız var. Bugün Laik demokratik hukuk devleti için merdivenleri basamak basamak yeniden çıkmamız gerekiyor.

“HUKUKSUZLUK CEHALETİ YÜKSELTİR”

Zira biliriz ki hukuksuzluk cehaleti yükseltir, cahilleri cüretkârca küstahlaştırır. “Cehalet” ise büyük “Deha”nın dediği gibi en büyük düşmanımızdır. Biz yine ısrarla kutsal savunma hakkı diyeceğiz, adil yargılanma hakkı diyeceğiz. Zira savunmayı çökertip yargıyı ayakta tutmak mümkün değildir. Güçlü yargı ancak güçlü ve bağımsız bir savunmayla mümkündür.

Bu duygu ve düşüncelerimle yeni adli yılın avukat-hakim-savcı tüm meslektaşlarımıza, adliye çalışanlarına, adalet-huzur-hukuk ve güven ümidi içinde olan yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

 

                                                                                                          Av. Zafer KAZAN

                                                                                                     Sakarya Barosu Başkanı